öv|mek

Tarihi:

Eski Türkçe: [ Orhun Yazıtları, 735]
kaganım kelti tip ögdi [kağanım geldi deyip övdü] Eski Türkçe: [ Chuastuanift: Ein Sündenbekenntnis der manichäisch, 900 yılından önce]
teŋrim amtıı ökünür biz, yazukda boşunuu ötünür biz [tanrım şimdi tövbe ederiz, günahtan boşanıp dua ederiz] Eski Türkçe: [ Kaşgarî, Divan-i Lugati't-Türk, 1073]
ol meni ögdi [[beni övdü]], ögündi kişi [[adam kendini övdü]] (...) ögünç [[kendini övme]] Türkiye Türkçesi: [ Ahmed Vefik Paşa, Lehce-ı Osmani, 1876]
öğmek: Medh u senā, hamd, sitayiş.

Köken:

Eski Türkçe ög- "1. methetmek, 2. tövbe etmek, pişman olmak" fiilinden evrilmiştir. Eski Türkçe fiil Eski Türkçe ö- "düşünmek, anmak" fiilinden Eski Türkçe +Ik- ekiyle türetilmi olabilir; ancak bu kesin değildir.

Description:

ETü fiilin birbiriyle ilgisiz görünen iki anlam alanı, nihai olarak "anmak, hatıra getirmek" düşüncesine dayanır.