geç|mek

Tarihi:

Eski Türkçe: [ Orhun Yazıtları, 735]
yinçü ögüz keçe [İnci Irmağını geçerek] Eski Türkçe: [ Kaşgarî, Divan-i Lugati't-Türk, 1073]
ay kün keçti [[ay ve gün geçti]], er sūw keçti [[adam suyu geçti]] Türkiye Türkçesi: [ Meninski, Thesaurus, 1680]
sözi, hökmi geçmek (...) iş işten geçmek (...) gözden geçürmek (...) zamanı geçürmek (...) geçenlerde: Nuper. Türkiye Türkçesi: [ Ahmed Vefik Paşa, Lehce-ı Osmani, 1876]
birbirine geçmek (...) kendinden geçmek (...) diş geçirmek (...) göğüs geçirmek (...) kırıp geçirmek Türkiye Türkçesi: [ Ahmed Rasim, Şehir Mektupları, 1897]
nezlenin her iki nev'i de geçicidir

Köken:

Eski Türkçe keç- "aşmak, öte gitmek, zaman geçmek" fiilinden evrilmiştir.